ÇOCUKLARDA VE KADINLARDA YÜKSELEN TEHLİKE: BÖBREK TAŞ HASTALIĞI!
Yanlış beslenme ve hareketsiz yaşam tarzı nedeniyle böbrek taş hastalığı görülme sıklığı tüm dünyada giderek artış gösteriyor. Türkiye ise böbrek taş hastalığının en çok izlendiği coğrafi bölgeler arasında yer alıyor. Şiddetli ağrılara sebep olarak yaşam kalitesini bozan böbrek taş hastalığı, ciddi ve geri dönüşümsüz böbrek bozukluklarına yol açıyor. Hastalık, erkeklerde daha çok izlense de son yıllarda özellikle ergenlik dönemindeki çocuklar ve kadınlarda artış gösteriyor. Böbreklerde oluşan taşların tedavisinin artık en modern tekniklerle yapıldığını ve bunlardan birinin de lazerle taş kırma olduğunu belirten Memorial Ankara Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Berkan Reşorlu, böbrek taş hastalığı ve lazerle taş kırma yöntemi hakkında bilgi verdi:
Artışın en büyük nedeni obezite ve yanlış beslenme!
Son 30 yılda tüm dünyada iki kat artan taş hastalığının görülme sıklığı, erkeklerde daha çok izlense de son yıllarda özellikle ergenlik dönemindeki çocuklar ve kadınlarda artış gösteriyor. Bu durumun başlıca nedenlerini ise hızla yükselen obezite, karbonhidrat ve tuzdan zengin beslenme alışkanlığı ile hareketsiz yaşam tarzı oluşturmaktadır. Kötü beslenme ve hareketsiz yaşam tarzına bağlı olarak oluşan insülin direnci, kadınlık hormonu olan insülinin koruyucu etkisini ortadan kaldırarak, kadınlarda taş oluşumuna yatkınlığa neden olmaktadır. 1950’li yıllarda erkeklerde taş hastalığı kadınlardan 7 kat daha fazla görülürken, günümüzde bu oranın 1.5 kata kadar düştüğü tespit edilmektedir.
Hareketsizlik ve teknoloji bağımlılığı çocukları tehdit ediyor.
Çocuklarda fast-food tarzı yanlış beslenme; cips, kraker, çikolata, gazlı içecekler, şekerli yapay ürünler gibi normalde tüketilmemesi gereken gıdaların sıkça tüketilmesi; oyun oynayarak geçirilmesi gereken vakitlerin bilgisayar, televizyon ya da cep telefonlarının başında hareketsiz olarak geçirilmesi taş hastalığının çocuklarda daha sık görülmesine yol açmaktadır.
Yaşanılan coğrafya ve iklim böbrek taşı sebepleri arasında bulunuyor.
Sebebi tam olarak belirlenememiş olsa da böbrek taş oluşumunda genetiğin, doğuştan gelen hastalıkların, yaşanılan coğrafyanın, iklim, ırk, meslek gibi birçok faktör rol oynamaktadır. Bununla birlikte özellikle yeterli miktarda sıvı tüketilmemesi, tuz ve rafine şeker tüketiminin yüksek olması, hayvansal proteinden zengin beslenme, sıcak ortamlarda yaşamak ve çalışmak, hareketsiz yaşam tarzı, idrar yolu enfeksiyonları, bazı metabolik hastalıklar ile böbreğin yapısal bozuklukları da nedenler arasında yer almaktadır.
Kıvrandırıcı tarzda çok şiddetli ağrılara neden olabilir.
Böbrek taşları kimi zaman hiçbir belirti vermeden tesadüfen saptanabildiği gibi zaman zaman idrar yoluna düşerek, çok şiddetli ağrılara neden olabilmektedir. Ağrının vasfı genellikle kolik tarzda olup, dalgalar halinde gelmekte ve kıvrandırıcı bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Ağrı dışında görülen en önemli belirtiler arasında ise bulantı, kusma, idrar yaparken yanma, idrardan kan gelmesi bulunmaktadır.
Taş analizi, hastalığın tekrar etmemesi açısından önem taşır.
Böbrek taşı tanısı koymak için detaylı muayenenin yanı sıra laboratuvar ve ultrasonografi ile ilaçsız tomografi gibi görüntüleme yöntemlerinden faydalanılmaktadır. Kan ve idrarda bir takım metabolik incelemelerin yapılması ve taşın analiz edilmesi, ilerde hastalığın tekrar etmemesi açısından önem taşımaktadır.
Tedavi taşın boyutu, yeri ve tipine göre planlanır.
Böbrek taşlarının tedavisi; taşın yerleşim yeri, boyutu, tipi ve hastaya ait bir takım faktörler göz önüne alınarak planlanmaktadır. Ses dalgaları ve lazerle taş kırma ile perkütan yolla taş kırma cerrahisi bu amaçla kullanılan tedavi teknikleri olmaktadır. Bu alanda kullanılan en gelişmiş yöntemlerinden birisi lazerle taş kırmadır. Lazer tekniğinde esnek yapıda ince bir endoskop vasıtasıyla, vücuda herhangi bir kesi ya da delik açmadan, idrar kanalından böbreğin her bir odacığına girilerek, buradaki taşların lazer yardımıyla kırılması ya da alınması sağlanmaktadır.
Başarı şansı yüksek, yan etki oranı düşük bir tekniktir.
Lazerle taş kırma işleminde hastaya herhangi bir kesi ya da delme işlemi yapılmadığı için hasta aynı gün taburcu edilebilirken, ertesi gün normal günlük yaşantısına dönebilmektedir. Başarı şansı oldukça yüksek, istenmeyen yan etki oranı ise çok düşük bir ameliyat tekniğidir. Aktif idrar yolu enfeksiyonu olan hastalar hariç, böbreğin alt odacığı dışında yerleşmiş 3 cm’ye kadar taşı olan tüm hastalara güvenle uygulanabilmektedir.
Taş oluşumunun önüne geçmeniz mümkün!
• Bol su içilmelidir. Günde yarım litre sıvı alımını artırmak taş oluşumunu yüzde 86 oranında azaltır. Günlük iki litre idrar çıkaracak kadar, yani yazın 3 litre, kışın 2.5 litre sıvının gün içerisine yayılarak tüketilmesi gerekir.
• İnanılanın aksine taş hastaları süt ve yoğurdu normal düzeyde tüketebilirler.
• Aşırı derecede tuz, hayvansal protein ve rafine şekerlerin tüketiminden uzak durulmalıdır.
• Taş oluşumundan koruyucu sitrat içeriği nedeniyle günlük 1 limon tüketilmesinde fayda vardır.
• Hareketsiz (sedanter) yaşam tarzı sürenlerde taş hastalığına daha sık rastlanmaktadır. Bu sebeple düzenli spor yapmaya ve fazla kilolardan kurtulmaya dikkat edilmelidir.
• Obeziteye sebep olabilecek aşırı, yağlı ve işlenmiş gıdaların tüketiminden uzak durulmalıdır.